Tanıma-Tenfiz Davaları
YABANCI MAHKEME KARARLARININ TANINMASI VE TENFiZi
Avrupa`da yasayan vatandaslarımızın en cok karsılastıkları davalar olan yabancı mahkeme kararlarının tenfizi ve tanınmasi davaları, alınmış olan yabancı mahkeme kararının Türkiye de gecerli bir hüküm haline getirilmesi anlamina gelmektedir.Tenfiz ya da tanıma davası açılmadan yabancı bir mahkeme kararının Türkiye’de uygulanması mümkün değildir.
Bu davalarla ilgili dikkat edilmesi gereken bazı noktalar vardır.Bunlara geçmeden önce önemli bir noktaya daha dikkatinizi cekmek istiyorum.
Avrupa`da yabancı uyruklu eşlerle yapılan evlilikler ve sonrasında alınan boşanma kararları zaman zaman konsolosluklara bildirilmemektedir.Kayıtlarda evlilik gözükmedigi için vatandaşlarımız daha sonra yeniden evlenmek istediklerinde rahatlikla evlilikle ilgili belgeleri alabileceklerini düşünmektedirler.Bu cok büyük bir yanılgıdır ve kanuna karsi hile dedigimiz durumdur.Evliligin ve buna bağlı olarak boşanma kararının bildirilmemesi, o kararın Türk hukuku açısından yok hükmünde olması demektir.Türk hukukunda biriyle evliyken ikinci bir evlilik mümkün olmadığı için sonradan yapılacak evlilik hukuken gecersiz olacaktir.Yani ilk evlilik Türk hukuku acısından devam etmektedir.Kayıtlara gecmemis olması bu durumu ortadan kaldırmamaktadır.Alınacak belgelerle ikinci evlilik gerceklestirilse bile sonradan durumun anlasılması halinde bu evlilik sonuç doğurmayacaktir.Ayrıca yeni eşle yapılan evlilik hukuken sakat dogdugu icin bu evlilik iliskisiyle ilgili haklarin kullanilmasinda da cok ciddi sıkıntılar yaşanacaktır.Evlilik bağıyla ilgili birçok konuda hak magduriyetleri yasanabilecektir.Bu konuya cok dikkat edilmesi ,evliliklerin ve boşanma kararlarının bu anlamda mutlaka konsolosluklara bildirilmesi gerekmektedir.
Yabancı bir mahkeme kararının tanınması, onun kesin hüküm kuvvetinin ülkeye de teşmili anlamına gelir. Yabancı kararın hukuki neticeleri, yabancı mahkeme devletinin hukukuna göre tayin edilir. Mahkeme devletinin hukuku ayrıca özellikle kesin hüküm kuvvetinin maddi ve şahsi şümulü tespit eder.(MÖHUKm.34/1)
Tanınmayan veya tanınmaya ehil olmayan yabancı bir mahkeme kararı, bir mahkeme ilamı olarak her hangi bir hukuki etkiye sahip olamaz. Bununla beraber hukuki manadan da tamamen mahrum sayılamaz, her hangi bir ihtilafta ispat vasıtası olarak hizmet edebilir.
Yabancı bir mahkeme kararının tenfizi ise onun icra edilebilirliği demektir. Yani ilamın yerine getirilmesi ile ilgilidir. Tanımada icra değil o ilamdan kesin delil veya kesin hüküm olarak yararlanma durumu vardır. Tanıma ve Tenfiz davaları mutlaka usulüne uygun davetiyeyle birlikte açılacak duruşma yapılarak görülür, evrak üzerinden karar verilemez.
Dava basit usule tabidir. Adli tatilde de görülebilir. Davacının Türkiye’de ikametgahı yoksa teminat göstermesi gerekmektedir. Teminat miktarını hakim takdir edecektir. Ancak karşılıklılık anlaşmasında bu konuda muafiyet varsa teminat şartı aranmaz. Bircok avrupa ülkesi ile karsiliklilik anlasmalari mevcut oldugundan bu ülke kararlariyla ilgili teminat sarti aranmamaktad. Yetkili mahkeme Davalının ikametgahı (Nüfusa kayıtlı olunan yer ikametgaha karine olarak kabul edilmektedir.) ; Türkiye’de ikametgahı yoksa sakin olduğu yer mahkemesi, bu dahi yoksa „Ankara, İstanbul, İzmir“ mahkemeleri yetkilidir. (Bu üç ilden birinde açılabilir.) Görevli mahkeme Aile Mahkemesidir. (Aile mahkemesi bulunmayan yerlerde Asliye Hukuk Mahkemesi)
Yabancı mahkeme kararında aranan şartları kısaca sıralayacak olursak;
1)“Mahkeme” tarafından verilmiş bir karar olmalıdır. Yurt dışında bazen görülmekte olan kilise gibi mahkeme sıfatı olmayan idari birimlerin verdiği kararlar bu madde kapsamı dışındadır
2) Dava konusu ilamın şekli ve maddi anlamda kesinleşmiş olması gerekir. Kesinleşme hususu Türk Hukukuna göre değil dava konusu ilamı veren ülke hukukuna göre belirlenecektir
3)Kararin Türk Mahkemelerinin münhasır yetkisine girmeyen bir konuda verilmiş olması.Sadece Türk Mahkemelerinin yetkisi icinde olan konularda alinmis kararlarin taninmasi ve tenfizi mumkun degildir.Uygulamada en cok aile hukukuna iliskin davalar karsımıza cıktıgından o davalar acısindan böyle bir sorun yoktur.Verilen kararlar tanınma ve tenfiz davalarına konu edilebilirler.
4)Dava konusu ilamın acikca Türk kamu düzenine aykırı olmamasi.
5)Kararın kanunlar ihtilafı kurallarına uygun olması gerkekir.Yani Milletlerarasi özel hukuk kurallarına göre doğru kanunun uygulanması şarttır.Örneğin boşanma eşlerin müşterek milli hukukuna tabidir.Eger ayrı vatandaşlıkları var ise o halde müşterek ikametgahlarındaki hukuk uygulanmalıdır.
Davalar görülürken mutlaka savunma hakkına da uyulmalı ve karsı tarafa dava ile ilgili tebligatlar yapılarak mahkemeye cagrılmalı ya da avukat ile temsili sağlanmalıdır.
Bu tür davalarda kulaktan dolma bilgilerle hareket edilmemeli ve mutlaka bir hukukçudan yardım alınmalıdır.Uygulamada görülmektedir ki Türk hukukuna vakıf olmayan kisiler insanlarimizi yanlis yönlendirmekte ve cok ince ayrıntıları olan bu davalarda vatandaşlarımızın maddi ve manevi mağduriyetlerine sebebiyet vermektedirler.